Mr. Sunshine
Hem zekama hem kalbime hem de gözlerime hitap eden muhteşem bir dizi.
The Last Princess filmini daha önce anlatmıştım. Heh işte dizi Prenses Deokhye'nin babası Kral Gojong'un tahta çıkıp tahtı bırakmak zorunda kaldığı dönemi anlatıyor.
Amerika Filipinler'i, İngiltire Hindistan'ı, Japonya'nın da Kore'yi işgale başladıkları zamanlar...
Dönemine göre çevre ülkelerden hızlı teknoloji geliştirip, kültür ihraç ederek başlıyorlar bu sömürülere.
Kore, uzun zaman denge politikası gütmeye çalışıyor. Amerika ve Japon elçiliklerini birbirlerini kontrol etsinler diye değerlendirmek istiyor ama Japonlar çok iddialı. Bunda Rusya'yı ağır yenilgiye uğratmaları da etkili. Yani Japonlar'ı güçlü ve saldırgan diye tarif edebilirim. Aslında bu güce rağmen Kore, Japonya'nın saldırılarını kimi zaman durdurabilmiş. Bu Japonlar'ı daha da saldırgan yapmış.
Sınıf sistemi (güya) kaldırılmış, pek çok soylu toprak kaybetmiş; Japonlar ile işbirliği yapanlar hariç. Bakanlar Japonlar'ın ajanı olmak için yarışıyor, kral da farkında ama sadece onları oyalamaya çalışıyor.
Sadece japonlar işletme açabilir. Mesela terzi Japon olmalı ama yardımcısı Koreli olabilir. Sadece Kore'de kullanılabilen Japon parası kullanmaya zorlanıyor Koreliler. Yani başka hiçbir ülke ile alışverişte kullanamayacakları kağıt parçalarına ülkelerini satmaları isteniyor.
İnsanların sokakta öldürülmelerinden bahsetmiyorum bile. Burada sadece Japon askerler değil, çeşitli çeteler de etkili.
Durum böyleyken birkaç vatansever kendilerince vur kaç taktiği kullanarak önemli görevlerdeki düşmanları öldürmeye çalışıyor, işte keskin nişancılık :) Kendilerine "Erdemliler Ordusu" adını vermişler, sanırım kuruluşu biraz daha eskiye dayanıyor. Üyelerin bir kısmı Japonya ve Şanghay'da.
Yukarıda soldaki fotoğraf yabancı bir gazeteci tarafından çekilen Kore'nin Erdemliler Ordusu'nun gerçek fotoğrafı. Sağdaki de diziden. Bu gazeteci Kore'nin direnişini dünyaya duyurmak istediğini söyleyip röportaj yapıyor.
Birkaç detay daha vermek istiyorum:
- Zenginler son ana kadar hiçbir şey yapmıyor. "Zaten bir ülkeye satılacak ülke, biz işimize bakalım" kafasındalar.
- Kölelik kalkmadan önce yaşanan acı deneyimler ile başlıyor dizi. Bazen "bu kadar acıya karşın, yerin dibine girmeliymiş o ülke" bile dediğim oldu. Sonuçta yine insan yerine konmayan halk savunmaya başladı ülkelerini.
- Küçükken zarar görenler büyüdüklerinde intikam alma gücüne ulaşıyor. Farklı kişilerin intikamı farklı değerlendirmeleri ve ailesinin yaptığı kötülüklerin vicdan azabını duyan çocuklar.
- Sınıf sistemi yasalarda kalksa bile insanların genlerine işlediği için uzun süre alt sınıftakilerin küçümsenmesi devam ediyor. Ülke elden gidip, hepsi zavallılaşınca eşitlik geliyor :(
Yorumlar
Yorum Gönder