Rosa, Hassasiyet ve Ataklar
Öncelikle cilt bakım uzmanı değilim. Bilgileri araştırıp genelde İngilizce'den çevirip düzenliyorum. En önemlisi de kendi deneyimlerimi paylaşıyorum.
Bu yazıda
- Rosa olgusunu,
- hassasiyetle baş etme yollarını ve
- benim neler yaptığım anlatacağım.
Sağlıklı bir
cildin pek çok işareti vardır. Pembe ve canlı yanaklar adeta genç görünüşün
olmazsa olmazlarıdır. Peki her zaman kırmızı yanaklar cazip midir?
Beyaz ırk kadınlarının %15’inin
etkilendiği 30-60 yaş aralığında görülme sıklığının arttığı ve cilt
hassasiyetine kızarıklığın da eşlik ettiği Rosa, diğer bir deyişle Gül
Hastalığı yaygın bir cilt problemidir.Şimdi Rosa ile ilgili genel sorulara bakalım:
1- Rosa'nın belirtileri nelerdir?
Yüzde kızarıklık ve hassasiyet (kuruluk,gerginlik ve hatta acı), burun etrafında çatlamış kılcal damarlar ve sivilce ile karıştırılabilen pembe kabarcıklar.
2- Rosa tetikleyicileri nelerdir?
Güneş ve stres baş tetikleyici olmakla birlikte alkol, yiyecekler, kozmetik ve eşyalar.
3- Mevsimsel değişiklikler nasıl etkiler?
Rosa hastalarıyla yapılan büyük bir araştırmaya göre hava ile ilgili tetikleyiciler güneş ışığı(%81), sıcak su(%75) ve rüzgar(%57) şeklinde bulunmuştur.
4- Rosa hayat boyu sürer mi?
Rosa kronik bir durumdur fakat birçok kadın menopozdan sonra Rosa'larının dindiğini söyler.
5- Rosa hastalarının ciltlerindeki farklılık nedir?
Moleküler seviyede cilt kırmızılığa ve acıya sebep olan enflamasyona açıktır. İkinci olarak, Demodex denen mayt ciltte gerğinden fazladır.Üçüncü fark ise, cilt bariyeri zayıftır ve çevresel saldırılardan kolayca etkilenir.
6- Rosa ve sivilce arasındaki fark nedir?
Rosa kabarcıkları yüzün ortasında görülür ve hassasiyet eşlik eder. Tabii hasta hikayesine de bakılır.
Eğer hassas bir cilde sahipseniz yeni bir ürün ile bakışmanız bile cildinizi tahriş edebilir(abart abart :)). Cildiniz ürünlerden nefret eder ama aynı zamanda bakımsızlıktan hoşlanmaz. Peki ne yapacaksınız?
- Sert ürünlerden (aşındırıcı peelingler, köpüren temizleyiciler) uzak durun ya da seyrek kullanın.
- AHA ya da retinol içeren kimyasallar gibi ürünleri yavaşça ve haftada 1-2 kez kullanarak cilt bakım rutininize dahil edin.
- Alerjenlerden (alkol, parfüm, esans yağlar, vb.) kaçının.
- Olabilecek en az içerikli ürünleri tercih edin. Katı ürünler, sıvı ürünlerden daha az koruyucu içerdikleri için daha güvenlidir.
- Güneş kremi kullanın.
- Ürünleri yüzünüzde kullanmadan önce kulak arkası, bilek gibi bölgelerde test edin.
Benim cilt bakımına merak salmam yanaklarımın acısıyla oldu. Ergenlikte çenemde ve alnımda çok sivilce çıkardı. Doktora gittiğimde kurutucu ilaçlar geçici çözüm olur, sonra sivilceler tekrarlardı. Sanırım sadece kurutucu ilaçları kullanmam cildimin dengesini bozdu. Üniversite zamanı sivilcem yoktu ama yüzüm çabuk kızarır ve acırdı. Bir süre öğrenci harçlığı ile alabileceğim ürünleri denedim ama canım daha da yandı. Bu sefer hassasiyet için doktora gittim, oldukça pahalı dermokozmetik ürünleri kullandım ama yine kalıcı çözüm olmadı. Mezun olduğum yaz çok kore dizisi izlemiştim. Önce özellikle tarihi dizilerdeki kadınların aşırı beyaz ve pürüzsüz ciltlerini kınamış sonra sırlarını merak etmiştim. O zamanlar pek Türkçe bilgi yoktu Kore cilt bakımı ile ilgili. Bir sürü bir sürü yazı okudum ve denemeye karar verdim. Tabii yine ürünlere ulaşmak zordu :( Nihayetinde Kore ürünleri ile yüzüm anlaştı ve genel olarak cildim sakin. Banyodan sonra falan artık yanaklarım acımıyor. Şimdi Kore ürünleri çok pahalandı ama bende bir cilt bakım kültürü ve seçiciliği oluştu. Bir ürün alırken neye ihtiyacım olduğunu biliyorum.
Bazen her şeyi doğru yapsam da ataklar olabiliyor. O zamanlar yeşil çay demleyip dolapta soğutuyorum ve pamukları ıslatıp yüzümde bekletiyorum. Bu işlemi fırsat buldukça (günde 3-4 kez) tekrarlıyorum. Bir de akşamları jojoba yağı ve nemlendiriciyi karıştırıp uyguluyorum. Yüzüm iki güne yatışıyor. Bu arada sadece akşamları yüzümü temizleyici ile yıkıyorum. Gündüz sadece su kullanıyorum. Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir :)
Yorumlar
Yorum Gönder